Haber

Kiptaş Genel Müdürü Ali Kurt: “İstanbul’da 4.8 Milyon İnsan Şu An Ciddi Risk Altında”

Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: Mehmet ÇALPAR

(İSTANBUL)- İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ, “İstanbul Yenileniyor” kapsamında riskli yapıların dönüşümüne devam ediyor. Kadıköy’de 1982 yılında yapılmış Bahadır Apartmanı’nın yıkımı öncesi ANKA Haber Ajansı’na konuşan KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm strateji belgesi kapsamında yaptığı çalışmada olası bir Marmara depreminde 200 bin binanın kullanılamaz hale geleceği ilgili bir çalışma var. Bu da 1.2 milyon bağımsız birim yapıyor. Dünkü yıkılan yapılar da bunların arasındaydı. Yani 4.8 milyon insan şu anda ciddi risk altında. Görüyorsunuz binalar olduğu yerde yıkılıyor” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ, “İstanbul Yenileniyor” kapsamında riskli yapıların dönüşümüne devam ediyor. İstanbul Yenileniyor’a başvuran Kadıköy Bahadır Apartmanı’nın yıkımı öncesi ANKA Haber Ajansı’na konuşan KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İstanbul’da 200 bin binada yıkılma riski olduğunu ve şuan da 4.8 milyon insanın risk altında olduğunu belirttti. Ali Kurt, şunları söyledi:

“Vatandaşlarımız borçlanmaların altından kalkamıyorlar”

“Şu an Kadıköy’de bir tek yapının dönüşümü için buradayız. Yıkım sürecine başlıyoruz bugün. Burada 29 tane bağımsız birim var, az gibi geliyor bu sayı belki  ama 150 insan yaşıyor burada. Biliyorsunuz dün Küçükçekmece’de çok vahim bir olay yaşandı. Bina kendi kendine yıkıldı ve orada bir kişiyi enkaz altından çıkartmak için yaklaşık 200 konusunda uzman seferber oldu. Yani bu blokların yenilenmesi, tekil de olsa çok önemli. Bizim tek amacımız var KİPTAŞ olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak uzlaşı olan her yerde bir çözüm önerisinde bulunmak. Bu konuda da çok ciddi çalışmalarımız, ciddi başvurularımız var. Ama günün sonunda inşaat maliyetlerindeki artışlardan dolayı vatandaşlarımız alım gücünün düşmesinden ötürü borçlanmaların altından kalkamıyorlar.  O yüzden de biz hep kamu bankalarına bir çağrıda bulunduk. Gelin riskli yapıda oturan vatandaşlarımızın can kurtarma seferberliğine paydaş olun diye. Artık bu sesimizi daha gür çıkarmaya çalışıyoruz her yerde bunu söylüyoruz.

“Asgari ücretli bir vatandaşımız inşaatını yenilemek isterse aylık geliriyle bir metrekare inşaatının maliyetini karşılayamıyor”

Baktık ki masada bir türlü birleşemiyoruz. En son ben KİPTAŞ Genel Müdürü olarak bizzat Büyükşehir Belediye Başkanımızın da bilgisi dahilinde tüm kamu bankalarına yazı yazdım. Dedim ki İstanbul Yenileniyor sürecinde bize bu kadar başvuru var. Yaklaşık 470 bin ve 25 bin riskli bağımsız birimin iki bölü üç imzası var. Yani uygun ödeme planı bu vatandaşlarımıza sunarsak hemen yıkıp yapabileceğiz 800 farklı nokta. Yani 800 tane şantiyeden bahsediyorum İstanbul’da ve 100 bin insanın hayatını bir anda hayatını kurtarabiliriz. Gelin bu sürece paydaş olun. Biz KİPTAŞ olarak vatandaş lehine kefil olmaya da varız. Sürecin tüm teknik ve hukuki garantörü de biz olacağız. Burada bankalar açısından herhangi bir risk yok. Sadece vatandaşlarımıza düşük faizli uzun vadeli borçlanma imkanı sunun. Çünkü asgari ücretin üstüne çıktı inşaat maliyetleri. Yani bir vatandaşımız, asgari ücretli bir vatandaşımız inşaatını yenilemek isterse aylık geliriyle bir metrekare inşaatının maliyetini karşılayamıyor.

“Seferberlik anlayışı ile olsunlar”

Şimdi böyle bir ortamda vatandaş çaresiz. Bizim de kamu otoritesi olarak hem süreci garanti etmemiz gerekiyor hem de uygun ödeme planı sunmamız gerekiyor. Bu da kamu bankalarına çok iş düşüyor. Aynı şekilde yüklenicilere, yükleniciler de maalesef kar odaklı baktıkları için işlere onlar da kendi çaplarında belki haklılar ama sürece paydaş olmakta geri adım atıyorlar. Onları da teşvik amaçlı bazı uygulamalar yapabilir merkezi yönetim ve ilgili yerel yönetimler. Bununla ilgili de bazı çalışmalarımız var. Biz yüklenicilerimize de sesleniyoruz. Vatandaşla veya finans kuruluşları ile hiçbir şekilde bir araya getirmeyeceğiz. Sadece buradaki inşaatları öngördüğümüz maliyetler üzerinden yapmalarını istiyoruz. Ama mahalle aralarında özellikle tek yapıların inşası teknik olarak da çok zor. Mesela biz burada bugün yıkıma başlıyoruz. Yaklaşık 11 gün sürecek. Mahalle arasında olduğu için yukarıdan kepçe marifetiyle yıka yıka ineceğiz aşağıya. Uzun süre sürdüğü için çevreye tabii rahatsızlık veriyoruz ister istemez ve çevreden de bu sefer şikayet alıyoruz. Yani o kadar çok şeyle uğraşıyoruz ki bunu bundan yılmıyoruz ama kamuoyunu da bilgilendirmek istiyoruz. Bu süreçlerde lütfen biraz daha seferberlik anlayışıyla anlayışlı olsunlar.

“Bu binada canlı bir tabuttu”

Biz farkındayız çevremize rahatsızlık veriyoruz. Zarar fiziksel olarak, teknik olarak vermiyoruz ama bir gürültü oluyor, toz toprak oluyor. Bunu da minimize etmeye çalışıyoruz ama bu yapıları yıkmak zorundayız. Dünkü Küçükçekmece’deki yıkımda gördünüz. Bina olduğu gibi yola devrildi. Binanın içinde kimse olmasaydı bile yoldan geçene bile zarar verebilirdi. Oradaki araçlara da zarar verebilirdi. Bu yapı da öyle bir yapı. Yani bu yapının yıkılması aslında bu mahalleler için çok önemli öncelikle. Komşuluğundaki yapılar için de önemli. İşte bunları mümkün mertebe kamuoyuyla paylaşıp bilgilendirmek istiyoruz. Bakarsanız yapının kullanılan betona gene aynı dünkü yıkılan yapı gibi deniz kumu kullanılmış, deniz kabuğunun olduğu demirlerini görüyorsunuz burada nervürsüz demir. Şurada bir kolon kesitinin yıkılmış hali var. Etriyeler arası teknik standartlara aykırı bir boşluk var. Yani bu bina aslında canlı bir tabutu. Bir şekilde biz uzlaştık ki bu blok bile uzlaştık. Bakın uzlaştık dediğimiz yapıyla bile iki yıl uğraştık. İki yıl bir blokla. Şimdi bu basit bir süreç değil. Şimdi bu iki yıl emek sarf ediyorsunuz ama sürekli inşaat maliyetleri artıyor.

“Yapılan bu uygulamaları gene siyasete alet edip, vatandaşa erişmesinin önüne geçiyorlar. Bu çok büyük kötülük”

Vatandaş her ne kadar uzlaşma kıvamına gelse de günün sonunda bu borçlanma altında eziliyor. O yüzden kamu otoritesi mutlaka bu tür yapılarda oturan vatandaşlarımıza bir finans kaynağı aktarmak zorunda. Biz Büyükşehir Belediyesi olarak seçim vaatlerinde Ekrem İmamoğlu başkanımız bazı vaatlerde bulunmuştu mali yardımla ilgili. Onun bu ay yada  öbür ay meclisten geçecek ama bu bir siyasi popülistlik için yapılan bir çağrı değildi. Biz sahada yaptığımız çalışmalarda vatandaşın tek sıkıntısının inşaat maliyetiyle ilgili artışlardan dolayı mahalli alım gücünün düşmesiydi. Şimdi biz İstanbul’da iki bin öncesi yapıları hedef aldık ve dar gelirli aileleri. İnşaat maliyeti üzerinden belli kategorilerde destekli olacağız. Aynı şekilde Büyükşehir Belediyemiz kira yardımı desteği veriyor. Mesela dünkü yapı hızlı tarama testine başvurmuş olsaydı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne herhangi bir müteahhitle anlaşıp yapısını yenileme sürecine girse de ekstradan bakanlığın verdiği kira yardımına ekstradan 7 bin lira, 7 bin 500 lira kira yardımı alacaktı. Şimdi vatandaşımız bunu bilmiyor. Gerekli şekilde sesimizi duyuramıyoruz. Çünkü arada bazı aktörler, siyasi aktörler, ben kötü niyetli insanlar diyorum. Yapılan bu uygulamaları gene siyasete alet edip, vatandaşa erişmesinin önüne geçiyorlar. Bu çok büyük kötülük.

“Altında kalkamayız böyle bir enkazın”

Yani KİPTAŞ Kurumu’nu, Büyükşehir Belediyesi kurumunun yaptığı çalışmaları yok hükmünde görmek, hiçbir şey yapmıyormuş gibi algı yaratmak bu işin önündeki en büyük tehlikelerden biri. Çünkü vatandaş böyle bir hizmet olduğunu bilse inanın daha çok başvuracak. Bizim İstanbul Yenileniyor sistemimize 470 bin riskli, bağımsız birimin başvurusu var, 1,7 milyon insan. Ama çok daha fazla var. Çok daha fazla riskli bağımsız birim var. Mesela İBB’nin hızlı tarama tesisinde ekstra kira yardımının yapıldığını bilen kişi sayısı çok az. Biz bunun maksimum seviyede duyurmaya çalışıyoruz. Vatandaşımız bunu bilse amacımız ne? Teşvik etmek. Yani yenilemeyi ille KİPTAŞ’la yapsınlar demiyoruz. Bakanlık da yapabilir. Özel teşebbüsler de yapabilir. Yeter ki risk yapılarını tahliye etsinler. Bizim en büyük önceliğimiz bu dönemde bu. Bununla ilgili de gördüğünüz gibi beton numunesi hemen elimizde parça parça kalıyor. Yani böyle bir yapıda oturuyordu insanlar. Koca bina bu ağırlık herhangi bir sarsıntıyı karşılamaz. Yani altında kalkamayız böyle bir enkazın. Şu anda burası Kadıköy’ün iyi semtlerinden biri. Yani bu yapı aslında göreceli olarak iyi yapılmış mühendislik hizmetlerinden faydalanmış bir yapı. Bundan çok çok çok daha kötü.

“Olası bir depremde 200 bin binada tamamen yıkılma riski var. 4.8 milyon insan şu anda ciddi risk altında.”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm strateji belgesi kapsamında yaptığı çalışmada olası bir Marmara depreminde 200 bin binanın kullanılamaz hale geleceği ilgili bir çalışma var. Bu da 1.2 milyon bağımsız birim yapıyor. Dünkü yıkılan yapılar da bunların arasındaydı. Yani olası bir depremde 200  bin binada tamamen yıkılma riski var bu da bence iyimser bir rakam. Ama şu anki bilimsel çalışmalar bunu gösteriyor. Bu da 1.2 milyon bağımsız birime denk geliyor. Yani 4.8 milyon insan şu anda ciddi risk altında. Görüyorsunuz binalar olduğu yerde yıkılıyor. Çünkü eski yapılaşma, mühendislik hizmetlerinden uzak. Bir de kötü şehirleşme den sebep iklim değişikliğiyle alakalı da bazı sıkıntılar yaşıyor binalar. Deprem olmasına da gerek yok. Şehrin belli bölgeleri aşırı yağış oluyor. Önceki geçmiş iklimsel hareketlere baktığınızda. Bu da zeminlerde bazı boşalmalara sebep oluyor. Binaların zaten zemine entegrasyonu yani mühendislik anlamında yapılar sıkıntılı. Artık binalar olduğu yerde yıkılmaya başladı. Yani köstebek yuvası gibi altta kazılıyor. Tak tak tak düşmeye başladı binalar. Yani dünkü bina da bunlardan biri. Artı dünkü binada mesela kaçak imalat da vardı. Bir de fiziki statiğini etkileyecek müdahaleler yapılmış binaya. Yani böyle çok yapı stoku var. O yüzden bizim bir an önce tüm paydaşlar olarak bir araya gelmemiz gerekiyor.

“Bu çok acı bir şey”

Her seferinde söylüyoruz. Kamu bankalarına, sektör temsilcilerine, merkez yönetimine bu çağrıda bulunuyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımız dün de yaptı aynı açıklamayı. Deprem komisyonu, deprem başkanlığı adına ne denirse densin, bir bağımsız yapı altında. Bu işlerin İstanbul özelinde ele alınması gerektiğini, tüm paydaşların sürece dahil edilmesi gerektiğiyle ilgili çağrılarda bulunuyor ama maalesef hala masanın etrafında depremle ilgili toplanamadık. Bu çok acı bir şey. Umarım bir an önce devlet büyükleri bu konuda daha sağduyulu. Davranır ki dünkü gibi felaketler yaşamayız.”

Bahar Apartmanı sakinleri ise binalarının yıkımlarını KİPTAŞ ekipleri ile birlikte takip etti. Apartmanda 7 yıldır yönetici olduğunu belirten Canan Yararel, binanın bodrum katında çatlaklar ve ortaya çıkan demirleri gördükten sonra süreci KİPTAŞ ile yürüttüğünü belirtti. Kat maliklerinden Canan Yararel ve Naci Günaydın ANKA Haber Ajansına şunları söyledi:

Canan Yararel : Apartmanda 7 yıldır yöneticiyim. Apartmanın bodrum katlarına baktığımda çatlaklar ortay çıkan demirler gördüm. Çimento dökülüyor, elinize midye kabukları geliyor, rutubet de vardı. Ne yapabilirim diye araştırdım. KİPTAŞ’ta karar kıldım, kat malikleri ile temasa geçtim toplantılar yaptık. Kat malikleri de hem fikir oldu. Aklında soru işaretleri olanlar vardı. KİPTAŞ bu aşamada çok yardımcı oldu. Toplantılar yapıp bu soru işaretlerini ortadan kaldırdı. Ben özellikle KİPTAŞ’ı tercih ettim çünkü düşünmek istemedim. KİPTAŞ bütün inşaat süresince mühendislerini başında tutuyor, bütün yönetmeliklere uyuyor. O yüzden içimize çok rahat. Bugün de yıkım gerçekleşecek.

Naci Günaydın: KİPTAŞ’a müracatımız vardı ama bir yandan müteahhitlerle de görüşmelerimiz oluyordu. KİPTAŞ bizim için her şeyden daha öncelikliydi. Görüşmelere başladıktan sonra kat maliklerinin tamamına yakının onayıyla hızlı bir sürece girdik. O hızlı süreç içerisinde 3 ay içerisinde bütün sözleşmelerimizi imzalayarak binamızın dönüşüm sürecine girdik.

altinekinhaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort