Erzurum’da çığ altında kalan iş makinası operatörü hayatını kaybetti.
ERZURUM’un Aziziye ilçesinde yol yapım çalışması sırasında çığın altına düşen iş makinesinin operatörü Muhammet Yusuf Bucuğa (39), tedavi gördüğü hastanede 5 gün sonra hayatını kaybetti. Bucuğa’nın çığdan bir süre önce sosyal medya üzerinden cep telefonuyla sürücüleri uyararak, “Kar fırtınası olan yollara girmeyin. Manzarası göremeyeceğiniz yerlere girmeyin” dediği ortaya çıktı.
Olay, 7 Şubat günü saat 10.00 sıralarında Aziziye ilçesi Başkurtdere mevkisinde meydana geldi. Erzurum Büyükşehir Belediyesi Köy Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen yol açma çalışması sırasında iş makinesinin üzerine çığ düştü. Tonlarca kar, iş makinasını tıkayarak 80 metrelik uçuruma sürükledi. Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye jandarma, AFAD, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. İş makinesinin operatörü 3 çocuk babası Muhammet Yusuf Bucuğa, ekiplerin çalışmasıyla yaralı olarak kurtarıldı. Omuriliğinde ve vücudunun birçok yerinde kırıklar bulunan Bucuğu, ambulansla getirildiği Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi yoğun bakım ünitesine kaldırıldı. Bucuğu bu sabah vefat etti.
Muhammet Yusuf Bucuğa’nın cenazesi öğle saatlerinde Palandöken ilçesindeki Hacı Selim Efendi Camii’nde kaldırılarak, yakınlarının gözyaşları arasında Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine Vali Mustafa Çiftçi, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, Aziziye İlçe Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan, MHP İl Başkanı Adem Yurdagül, Bucuğa’nın babası Suat Bucuğa, yakınları ve meslektaşları katıldı.
Yıllardır belediyenin kar yönetimi grubunda yer alan Muhammet Yusuf Bucuğa’nın çığdan bir süre önce sürücüleri cep telefonuyla sosyal medyadan uyardığı ortaya çıktı. Bucuğu, “Etrafımda çok şoför var. Yola çıkan çok insan var. İş makinaları operatörü olarak, arkadaş olarak, akraba olarak, akraba olarak herkese tavsiyelerde bulunuyorum. Yola çıkmayın. Göremediğiniz yollara. Kar fırtınası olan yollara girmeyin. Görüntü alamadığınız yerlere gitmeyin.” Girmeyin. Gözlerimizde kızılötesi ışınlar yoktur. Daha sonra kalıp arama yapıyorlar. Mahsur kaldık, donduk, öldük. Hayatımızı doğru yerde bulamadık. Geldim ama burada da mahsur kaldım. Şimdi gelip beni buradan kim kurtaracak? Göremiyorum. Adam dışarıda. “Kendi hayatını düşünmüyor musun, başkalarının hayatını düşünmüyor musun dostum?”
